Ana içeriğe atla

Otantik ama pek Datsız: Datlı Maya

Malum kahvaltı sever bir milletiz, yok boğaz manzaralı yok organik, köy, Van, continental,özgün kahvaltı deyip, İstanbul kazan biz kepçe misali iyi bir kahvaltının pesine düşüyorum. Vedat Milor pirimizde onaylayınca Datlı Maya’da kahvaltı kaçınılmaz oldu.

Efendim galiba hikayesi olan yerleri seviyoruz. Datlı Maya, Firuzağa mahallesinin 80 yıllık ekmek fırını. Sahibi yaşlanınca bu yükü kaldıramıyor ve kapısına kilidi vuruyor. Yatırımcılarımızda Anadolu lezzetlerini organik ürünlerle burada yaşatmak için yaşlı amcamızı ikna ediyorlar ve fırını hayata döndürüyorlar. Dekorasyon, kimine göre otantik, kimine göre fazla bir yatırım yapılmamış olarak nitelendirilebilir.

Fırının olduğu kısımdan geçip orta kattaki açık mutfak bölümünden de yarım kat yukarı çıkınca 5 masalık küçük bir yer ile karşılaşıyorsunuz. Neyse ki yer bulduk 2 kişilik ev kahvaltısı siparişi verdik, sonrasında asırlık semaverden çayımızı kendimizin alabileceğimizi söyleyip, çatal kaşıkların yerini gösterdiler. Gayet mutlu ne güzel otantik konsept (!) diyerek çaylarımızı alalım dedik, maalesef çay bitmiş, olabilir insanlık hali... Haber verdik 15 dakikaya çayın hazır olacağı söylendi o da olur, peki…

Neyse efendim, bu arada kahvaltımız geldi, menüde yazılanlardan çoğu eksik olsa da demek ki peyderpey getirecekler deyip çaysızda olsa kahvaltımıza başladık, demlendi diye getirilen çay, suyun hafif sararmışı denilebilir...

Biraz daha bekleyin dediler, semaver başına git gel derken bir yarım saat daha geçti, e bizim kahvaltı bitti? Çaysız Türk kahvaltısı yaparak midemize inmeyen ekmeklerle öylece kaldık. Datlı Maya üzerinden tüm işletmelere sesleniyorum, Türkiye’de çay demlemeyi beceremiyorsanız kahvaltı veriyorum diye dolaşmayın. Ayrıca, müşteri kapınıza geldiğinde, o esnada menüde yazan ürünleri sağlayamayacak, çay demleyemeyecekseniz, şuan hizmet veremiyoruz demeyi de becerebilin lütfen. Merak etmeyin o müşteriyi kaçırmış olmazsınız ama bu kaliteyle kesin kaçırırsınız...!!!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rumeli Kavağı'nda Balıkçı Kahraman

Şubat, mart aylarında soğuk sularda yağlanıp, iyice lezzetlenen kalkanlar sonunda balık tezgahlarını şenlendirdi. İstanbul’da en güzel kalkanı yiyebileceğiniz adreslerden biri, belki de birincisi Balıkçı Kahraman…Vedat Milor pirimizin dediği gibi, kalkanı bütün şekilde tandır yaparak pişiren balıkçılar için, İspanya’nın Bask bölgesine gitmenize gerek yok, Kahraman hemen yanı başınızda, Sarıyer, Rumeli Kavağı’nda… Kahraman işin mutfağında piştikten sonra1996 yılında açtığı bu yerde, kendisi gibi tüm çalışanları da Trabzonlu. Aile gelenekleriyle, dededen ve babadan öğrendiği yöntemlerle, deniz ürünlerini muhteşem pişirerek bizlerle paylaşıyor! Nisan başı bizde aile ritüelimizi gerçekleştirmek üzere Kahraman’dayız. Masaya gelen her şey çok lezzetli, soğanlı domates salatası tam da hatırladığımız gibi, yedikçe yiyesiniz geliyor. Lüks diyebileceğimiz restoranlarda yediğimiz dondurulmuş kalamarlardan sonra, burada hem tavasını, hem de ızgarasını yemek ayrı bir keyif. Yine balık

Mükellef Karaköy: Sarımsaksız Meyhane Konsepti

Mükellef Karaköy, ünlü TV şefi Arda Türkmen'in Karaköy'deki meyhane konseptli restoranı. Restoran bir otelin en üst katında konumlanmış, tahmin edebileceğiniz üzere çok güzel bir tarihi yarımada ve boğaz manzarasına sahip. Zevkli bir şekilde döşenmiş, ışıklandırma yeterli, çoğunluğu bembeyaz masa örtüleriyle kaplı masalarda oturma düzeni sıkışık da olsa rahat, ferah bir mekan. Ancak mekan ile ilgili iç mimarın hak ettiği bu övgüleri ne yazık ki aşçıya yönlendiremeyeceğim. Arda Türkmen bir şekilde meyhane mezelerini sarımsaksız yapmanın iyi bir fikir olduğuna inanmış. Yediğimiz her şeyin tadında bir eksiklik, bir ruhsuzluk var acaba nedir diye düşünürken, en önemli sebep olarak bunu saptadım. Belki karşısındakine kokma endişesiyle sosyal bir akşam yemeği deneyimlemek isteyen gruplar için iyi bir seçenek olabilir ama bana sorarsanız hem konsepti meyhane yapıp hem bu endişeyle hareket etmek oldukça saçma ve yersiz. Mekanda gerçekten mezeden çok rakı çeşidi var. Aklınıza g

İskoç Viskisi: Anlıyormuş Gibi Yapmak için Bilmeniz Gerekenler

Yakın zamanda üniversitemin mezunlar derneğinden sertifikalı viski tadım kursu konulu bir e-posta aldım. Konuya ilgi olduğunu varsayıp İskoç viskisi ile ilgili teorik değil ama 3.5 senedir Birleşik Krallık'ta Edinburgh isimli İskoç Pub'una 200m uzaklıkta yaşamanın ve Edinburgh ziyaretlerimin sonucunda edindiğim pratik bilgileri paylaşmaya karar verdim. Bu yazının sonunda ne yazık ki size sertifika vaad edemiyorum ancak anlıyormuş gibi yapmanızı sağlayacak bir takım temel bilgileri vaad ediyorum.  Single Malt İskoç viskisi genellikle tek bir malt'tan (genellikle arpa maltı) ve tek bir damıtım evinde (distillery) üretilmiştir. Harmanlanmış (blended) İskoç viskileri (Ballantine's, Bell's, Chivas Regal, Famous Grouse, Teacher's gibi) içimi daha kolay olduğu için dünyada daha popüler olsa da Single Malt'lar Scotch Whisky (İskoç viskisi whisky diye yazılır, whiskey öteki viskiler için kullanılır) denilince ilk akla gelenlerdir. Single Malt'ların rengi