Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TARİH DOLU TARSUS

Adana’dan trenle yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuktan sonra Tarsus'dayız. Antik çağın en büyük metropolleri arasında yer alan ve tarihi ipek yolunun üzerinde bulunanTarsus, Mersin'in en büyük ilçesi. Roma, Bizans, Ramazanoğulları beyliği gibi farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu güzel coğrafya için her ne kadar dersime çalışmış olsam da buranın yerlisi olan arkadaşımız işimizi oldukça kolaylaştırıyor. Adeta açıkhava müzesi gibi olan Tarsus'ta, 2000 küsur yıllık kanalizasyon kanallarıyla ünlü Roma Yolu ve Roma Hamamından sonra halk arasında ''Kancık Kapı'' diye bilinen KLEOPATRA KAPISINI görüyoruz. Mısır'dan gemileriyle gelen Kleopatra, bir zamanlar liman kenti olan Tarsus’a bu kapıdan girip Romalı General Antonius'la buluşurmuş... Restore edilen eski Tarsus Evleri de görülmeye değer güzellikte. Kerpiç, taş ve ahşaptan yapılan bu iki katlı evlerin en büyük özelliği avluları ki geleneksel mimarimizin en güzel öğeleri

PORTAKAL ÇİÇEKLERİ EŞLİĞİNDE ADANA

Hep öyle derler ya ''Adana Kebabı Adana' da yenir'' i, portakal çiçeği kokularıyla taçlandıralım istedik ve düştük Adana yollarına... Nisan ayı tam zamanı, 2. haftasonu giderseniz portakal çiçeği festivalini de görmüş olursunuz. Yok bizim gibi ''kalabalıktan hazzetmem, kebabımızı kargaşadan uzak tadına vararak yiyelim'' diyenlerdenseniz, sakin günleri  tercih etmeniz daha doğru olur. Havaalanı şehir merkezine çok yakın olduğu için ulaşım kolay, otel seçeneği bol. Biz tercihimizi Divan Otelinden yana kullandık, çok da memnun kaldık. Efendim malum Adanalılar, ciğer ile kahvaltı yaparlarmış. Ciğerci Bedo ve Mahmut bu konuda en bilinenler ama Kazım Büfeyi asla atlamayınız. Ünü Adana sınırlarını aşmış, muzlu sütte üstüne yok… Porsiyon 1 büyük + 1 küçük bardak şeklinde, şaşırmayın sakın. Tadı o kadar güzel ki nasıl bitireceğim derken, acaba bir tane daha mı içsem diye düşünmedim değil. Yengen tostu da bizden tam not alan büfeye yolunuz düştüğünde