Ana içeriğe atla

Hafta sonu kaçamağı: Helsinki

 Türk Hava Yolları ile 3,5 saatlik bir ucuşla Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye ulaşmak oldukça kolay! Bir hafta sonunuzu bu güzel liman kentine ayırarak bu kadar sarışın renkli gözlü insanlarla birarada olmak inanın çok keyifli…

Helsinki’ye vardığımızda Aralık ayı olması nedeniyle buz gibi bir hava beklerken (İstanbul'da kar yağışı nedeniyle havaalanına zor ulaştık) sıcaklık 0-1 derece arasında İstanbul’a nazaran daha yumuşak bir havayla karşılaştık. Yüksek enlemlerde olması sebebiyle sert bir iklime sahip olsa da, güneydoğu rüzgarlarının yumuşatıcı etkileri nedeniyle çok üşümedik.

Yürüyerek merkezini rahatça gezebileceğiniz geniş caddeleri olan düzenli bir şehir Helsinki. Başkanlık sarayı, Tsarina taşı, Uspenski Katedrali, Tempelliakiu kilisesi gezilecek yerler arasında. Yine ülkenin bağımsızlığında müziğiyle çok etkili olan Sibellius anısına yapılan anıtı ve Helsinki’nin yeninden doğuşunu tasvir etmesi düşünülen ancak başlarda oldukça eleştireye neden olan nü kadın heykeli Havis Amanda şehrin tam kalbinde görüp, mimarisiyle göz dolduran Fin kültürünü keşfedebileceğiniz müzeyi ziyaret edebilirsiniz.
Kaupatori balık pazarını gezmek ise ayrı bir keyif, sonu berry le biten birsürü meyve göreceksiniz! (Bu meyvelerin özünden yapılan kremlere de göz atın havaalanında bulabilirsiniz) Bol bol somon yemeyi de ihmal etmeyin.

Hazır gelmişken lego merakınız varsa uzun zamandır aradığınız parçaları rahatlıkla bulabileceğiniz ve meraklı olmayanların bile ilgisini cezbedecek eğlenceli dükkanlarda saatler geçirebilirsiniz!



Akşamınızı keyifli geçirmeniz için RAGU adlı restoran, sunumlarıyla sizi şaşırtacak ve eşsiz bir akşam geçirmenizi sağlayacak. Başlangıçta gelen muhteşem ekmek çeşitleri ve yanındaki tadımlıklar görüntüsüyle iştahınız açıyor ancak midenizde diğer harika lezzetler içinde yer bırakın! Menünün geri kalanına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rumeli Kavağı'nda Balıkçı Kahraman

Şubat, mart aylarında soğuk sularda yağlanıp, iyice lezzetlenen kalkanlar sonunda balık tezgahlarını şenlendirdi. İstanbul’da en güzel kalkanı yiyebileceğiniz adreslerden biri, belki de birincisi Balıkçı Kahraman…Vedat Milor pirimizin dediği gibi, kalkanı bütün şekilde tandır yaparak pişiren balıkçılar için, İspanya’nın Bask bölgesine gitmenize gerek yok, Kahraman hemen yanı başınızda, Sarıyer, Rumeli Kavağı’nda… Kahraman işin mutfağında piştikten sonra1996 yılında açtığı bu yerde, kendisi gibi tüm çalışanları da Trabzonlu. Aile gelenekleriyle, dededen ve babadan öğrendiği yöntemlerle, deniz ürünlerini muhteşem pişirerek bizlerle paylaşıyor! Nisan başı bizde aile ritüelimizi gerçekleştirmek üzere Kahraman’dayız. Masaya gelen her şey çok lezzetli, soğanlı domates salatası tam da hatırladığımız gibi, yedikçe yiyesiniz geliyor. Lüks diyebileceğimiz restoranlarda yediğimiz dondurulmuş kalamarlardan sonra, burada hem tavasını, hem de ızgarasını yemek ayrı bir keyif. Yine balık

Mükellef Karaköy: Sarımsaksız Meyhane Konsepti

Mükellef Karaköy, ünlü TV şefi Arda Türkmen'in Karaköy'deki meyhane konseptli restoranı. Restoran bir otelin en üst katında konumlanmış, tahmin edebileceğiniz üzere çok güzel bir tarihi yarımada ve boğaz manzarasına sahip. Zevkli bir şekilde döşenmiş, ışıklandırma yeterli, çoğunluğu bembeyaz masa örtüleriyle kaplı masalarda oturma düzeni sıkışık da olsa rahat, ferah bir mekan. Ancak mekan ile ilgili iç mimarın hak ettiği bu övgüleri ne yazık ki aşçıya yönlendiremeyeceğim. Arda Türkmen bir şekilde meyhane mezelerini sarımsaksız yapmanın iyi bir fikir olduğuna inanmış. Yediğimiz her şeyin tadında bir eksiklik, bir ruhsuzluk var acaba nedir diye düşünürken, en önemli sebep olarak bunu saptadım. Belki karşısındakine kokma endişesiyle sosyal bir akşam yemeği deneyimlemek isteyen gruplar için iyi bir seçenek olabilir ama bana sorarsanız hem konsepti meyhane yapıp hem bu endişeyle hareket etmek oldukça saçma ve yersiz. Mekanda gerçekten mezeden çok rakı çeşidi var. Aklınıza g

İskoç Viskisi: Anlıyormuş Gibi Yapmak için Bilmeniz Gerekenler

Yakın zamanda üniversitemin mezunlar derneğinden sertifikalı viski tadım kursu konulu bir e-posta aldım. Konuya ilgi olduğunu varsayıp İskoç viskisi ile ilgili teorik değil ama 3.5 senedir Birleşik Krallık'ta Edinburgh isimli İskoç Pub'una 200m uzaklıkta yaşamanın ve Edinburgh ziyaretlerimin sonucunda edindiğim pratik bilgileri paylaşmaya karar verdim. Bu yazının sonunda ne yazık ki size sertifika vaad edemiyorum ancak anlıyormuş gibi yapmanızı sağlayacak bir takım temel bilgileri vaad ediyorum.  Single Malt İskoç viskisi genellikle tek bir malt'tan (genellikle arpa maltı) ve tek bir damıtım evinde (distillery) üretilmiştir. Harmanlanmış (blended) İskoç viskileri (Ballantine's, Bell's, Chivas Regal, Famous Grouse, Teacher's gibi) içimi daha kolay olduğu için dünyada daha popüler olsa da Single Malt'lar Scotch Whisky (İskoç viskisi whisky diye yazılır, whiskey öteki viskiler için kullanılır) denilince ilk akla gelenlerdir. Single Malt'ların rengi