CİBALİ - FENER VE BALAT’DA 10 KAFE&RESTORAN ÖNERİSİ
Son yıllarda tarihiyle, kültürüyle gezginlerin
gözdesi olan bölge, restorasyon
geçiren rengarenk evlerde ardarda açılan kafe
ve restoranlarıyla da yükselişte. Öğle ve akşam yemekleri için seçenek bol. Kahve
düşkünlerinin müdavimi olduğu, üçüncü kuşak kahve dükkanları da gün geçtikçe
çoğalmakta.
Bizzat
deneyimlediğim ve giden arkadaşlarımın beğenileriyle listeme
aldığım 10 lezzet noktasını sizler için şöyle sıraladım;
1-BALAT KÜLTÜR EVİ & CAFE VODİNA
Gezimiz
de öğle yemeği için tercih ettiğimiz Vodina Kafe, nam-ı diğer Balat Kültür Evi,
adını aldığı Vodina Caddesi üzerinde. Harabe durumdaki bina Milli Emlak’tan
kiralanmış, restore edilerek 2010 yılında hizmete açılmış. Soroptimistler (yardım
eden kızkardeş) bölgedeki kadınlara meslek kazandırma ve bunu hayata geçirebilmelerine
olanak sağlıyor. Burada öğrendikleri, yaptıkları yemekler de kafede beğeniye
sunulup, aile bütçelerine katkıda bulunuyorlar. Kahvaltı, yemek yada çay-kahve
molası verebileceğiniz bir buluşma noktası olduğu kadar; resim, fotoğraf, elişlerinin
sergilendiği sergi salonları da ilginizi çekebilir. Yine burada ücretsiz olarak
verilen ingiizce, müzik, el işi, kişisel gelişim kurslarıyla da yöre halkının
ve çocuklarının yaşamlarına dokunuyorlar.
Yayla çorba, etli yaprak sarma, börek ve
tulumba tatlısından oluşan öğle yemeğimiz bizi mutlu ediyor, grubumuzdan da
geçer not alıyor. Hatta soroptimist hanımefendinin ölen bir yakını için
yaptırdığı irmik helvası bize de kısmet oluyor, rahmet dileklerimizi kendisine
iletiyoruz.
Vodina Cad.No:39 /Balat
2-AGORA MEYHANESİ 1890
Popüler semtin popüler mekanı, ama gerçeği için
1890 olanı bulmak zorundasınız. Zira aynı isimde başka bir tane daha var. Zeki
Müren’in sesinden sevdiğimiz ünlü ‘’Agora Meyhanesi’’ İzmir’in Agora’sında bir
meyhanede yazılmışsa da, asıl ülkece tanınmasını sağlayan Yeşilçam filmlerinde
gördüğümüz yer burasıdır.
1890 yılında Rum Kaptan Asteri tarafından
kurulup, sırasıyla oğul Stelyo ve torun Hristo tarafından işletilmiş. 6-7 Eylül
olaylarında müdavimlerinin tüm çabalarına rağmen, yangının önüne geçilememiş. Bay
Hristo’nun meyhaneyi yaşatma çabaları da pek işe yaramamış, 1994 de
Yunanistan’a taşınmış. 2006 da restorasyon için izin alınsa da, kentsel dönüşüm
kapsamında inşaat durdurulmuş. 2013 de Balatlıların davayı kazanmasıyla, Bay
Hristo’nun son kalfası ve ünlü oyuncu-
yönetmen Ezel Akay’ında aralarında olduğu dört ortak, gerçek Agora Meyhanesinin
kapılarını 2014 de açıyor. İçeride son sahibinin şapka, baston gibi özel eşyalarını,
tarihi fıçı ve sobaları da görebilirsiniz.
Fonda çalan müziği, samimi, sıcak ve hoş
ambiyansıyla dostlarınızla saatlerce sohbet edebileceğiniz bu tarihi mekanda;
mezeler standart lezzet de ama pancarlı buğday mezesi, ahtapot ve ciğer bizden
tam not aldı.
Mürselpaşa Cad.No:185/Balat
3-SAHİL RESTORAN
Mezelerinin fabrikasyon olmaması ünlü gurme
Vedat Milor’unda haklı övgüsüne mazhar
olmuş. Yine Milor’a göre fava, yaprak ciğer, soğan dolması, pastırmalı hodan adeta başyapıt. Kastamonulu Cemal bey ve oğlu kendi damak zevklerine göre yemeklerini pişiriyorlar ve mutfağın başındalar. Sahibi Kastamonulu olunca, mantarla yapılan mezeleri de bir başka oluyor doğrusu. Yıllar önce ‘’ Tadı Damağımda’’ programıyla popülaritesi artan meyhane tarzındaki bu restoranın balıkları da her daim taze. Seçilen malzemenin kalitesi, elbette lezzetlere de yansıyor ve müdavimlerinin de çoğalmasına neden oluyor.
olmuş. Yine Milor’a göre fava, yaprak ciğer, soğan dolması, pastırmalı hodan adeta başyapıt. Kastamonulu Cemal bey ve oğlu kendi damak zevklerine göre yemeklerini pişiriyorlar ve mutfağın başındalar. Sahibi Kastamonulu olunca, mantarla yapılan mezeleri de bir başka oluyor doğrusu. Yıllar önce ‘’ Tadı Damağımda’’ programıyla popülaritesi artan meyhane tarzındaki bu restoranın balıkları da her daim taze. Seçilen malzemenin kalitesi, elbette lezzetlere de yansıyor ve müdavimlerinin de çoğalmasına neden oluyor.
Mürselpaşa Cad.No:245 /Balat
Troya Oteli’nin giriş katında Vasilis Karabelis
yönetiminde ki, Türk – Rum mutfak geleneğini yaşatan bu mekan da; açık büfe
Yunan kahvaltısından, hafta sonları sirtakili, zeybekikolu gece eğlencelerine
kadar seçenek bol...
Deniz ürünleri, özellikle Rum usulü ahtapot bir
efsane. Kalamar ızgarası, topik ve lahana sarması da çok rağbet gören bu mekanda; bekri mezeden, sağanakiye birçok
Rum lezzetlerini büyüleyici Haliç manzarası eşliğinde deneyimleyebilirsiniz.
Abdülezelpaşa Cad.No:97/Fener
5-FORNO
Fırından sıcak, sıcak çıkan lahmacun ve
pideleri, 2 kişinin rahatlıkla doyacağı pizzalarıyla hem İtalyan hem de Türk
damak zevkine hitap eden Forno’nun, kahvaltılarının da müdavimi çok. Tazecik
börekleri ve çıtır kruvasanlarının kokusu kahvaltı için sizi çağırsa da,
tercihinizi hafta içinden yana kullanın derim, zira hafta sonu için kuyrukta
beklemek ve kalabalık yorucu olabilir.
Kireçhane Sok.No:13/ Fener
6-PERİSPRİ
Seramik ve cam sanatçısı Cahide Erel tarafından
açılan Perispri’de, (varlığın özü ya da var olanın kendisi demekmiş) bu
topraklarda yaşayan medeniyetlerin lezzetlerini 1850-1950 dönemlerine ait
antikalarla servis ediyorlar. Kahvaltısını deneyimleyen ve şiddetle tavsiye
eden arkadaşımın önerisine uyup listeye alındı bile:) Malum, hikayesi olan
yerleri seviyorum ve antikalarla süslü sanat galerisinde kahvaltı yapmak, yemek
yemek bir ayrıcalık bence de...
Dr.Sadık Ahmet Cad.No:10/ Fener
7-CİBALİKAPI BALIKÇISI
Moda ve Ataşehir’de de şubeleri olan balıkçı-
meyhane konseptindeki Cibalikapı asıl şöhretini burada kazanmış. Yerli taze
ürünleri klasik yöntemlerle pişiriyor, kendi üretimleri ekmek ve sirkede
takdire şayan. Sahibi eski gazeteci Behzat Şahin, yurt dışında iyi balık
lokantalarını ziyaret edip, trendleri de takip ediyor. Daha önceki
yazılarımızda da bahsettiğim’’Sıdıka’’ da işte burada deneyim kazanmış:)Bkz. Sıdıka
Mezeleri yazımız.
Balık turşusu saraylı, Girit ezmesi, asma
yaprağında levrek ve sardalyesi, ahtapot ve kalamar ızgarasıyla övgüleri hakediyor. Enginardan tatlı bile
yapmış, lütfen burun kıvırmadan deneyiniz...
Kadir Has Cad. No:5 /Cibali
8-CAFE NAFTALİN
Balat sokaklarında kayboldunuz, resimlerinizi
çektiniz, bir kahve molasını da hak ettiniz demektir. Vintage yada antikalarla
döşenmiş sevimli kafe yorgunluğunuzu atmanız için ideal, ama eğer bir kedi severseniz.
Yok değilim diyorsanız, lütfen kedilerin keyfini bozmayın. Mardin yöresinin çay
ve dibek kahveleri, biberli ekmek, dolma tabağı pek seviliyor, sizde mahrum
kalmayın. Yine el yapımı kek ve kurabiyeler çayınıza eşlik edebilir. Bu arada
karşı antika dükkanı da burayı işleten karı-kocanın, isterseniz bir
gözatabilirsiniz.
Yıldırım Cad.No:22 Balat
9-DERVİŞ BABA KAHVEHANESİ
Aslında burada sosyal sorumluluk projesi de
diyebileceğimiz, bir iyilik evi olan Hobbit Hause Cafe’yi yazacaktım. İnternet
sitesinde kapandı ibaresini okuyunca biraz araştırdım; artık Urla Bademler Köyünde,
yöre okullarında ki çocuklar için
hizmet veriyorlarmış. İzmir’e yolunuz
düştüğünde, ihtiyaç sahibi çocuklar için iyi durumdaki giysi, oyuncak,
kitaplarınızı paylaş/kurtul projesi kapsamında burada değerlendirirseniz,
mutluluk garanti...
Gelelim Derviş Baba’ya; burası Ayşe Arman ropörtajı
sonrası popülaritesi artan deliler, abdallar, meczuplar kıraathanesi. Evet
efendim yanlış anlamadınız, adından anlaşılacağı üzere burası yardıma ihtiyacı
olan herkese açık...Üst katında yabancı dil kursuna da katılabiliyorsunuz,
piyano ve müzik dersi de alabiliyorsunuz. Gönüllülerin yardımıyla her şey
ücretsiz. Kurucusu Ali Denizci’nin deyimiyle gördüğünüz, duyduğunuz her şeyden
sorumlusunuz. Tabii bu felsefeyi anlamak için beyefendiyi tanımak lazım. Ayşe
Arman yazısından öğrendiğimiz kadarıyla
yalıda doğup büyüme, İsviçre’de mimari eğitimden sonra ataizm, alkolizm,
sekiz evlilik, Aşiyan’da mezar yeri alıp, orada yaşamak da dahil bir ömür veee
her şeyi paylaşma arzusuyla sufiliğe
geçiş...!
Sizde bu güzel insanlarla tanışmak, çorbada
tuzum olsun demek için uğrayıp bir çay içebilirsiniz
Sultan Çeşmesi Sok.No:79/Ayvansaray
10-TARİHİ TAŞ FIRIN / Evin Unlu Mamülleri
Hep bahsettiğimiz gibi Fener-Balat bölgesinde
yeme-içme konusunda seçenek bol, ama gezimiz esnasında mahallemizin esnafı da
kazansın duygusuyla içeri dalıp, alışveriş yaptığımız tarihi taş fırını
yazmadan olmazdı. Ünlü galetalarını aldığımız fırında, tatlı-tuzlu kurabiye ve
anasonlu gevrekler de rağbet görüyor. Fırın 1923 yılında Vasili Usta tarafından
kurulup,1965 yılında yaşlılık sebebiyle yanında çalışan ustalara devrediliyor.
1979 yılında ise şimdiki sahibi ortak oluyor. Sayıları gittikçe azalan taş
fırınlarımızın kıymetini bilip, yaşamaları için dualarımızı ve
alışverişlerimizi esirgemeyelim...
Vodina Cad.No:82 Balat