KARLAR ÜLKESİ LAPONYA
KARLAR ÜLKESİ LAPONYA
Avrupa’nın kuzeyinde büyük bir bölümü Kuzey
Kutup Dairesi içinde yer alan bölgede İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya, ABD
eyaleti Alaska, Rusya ve Kanada toprakları bulunmakta. Üzerinde meskun
alanların olmadığı ve toplam yüzölçümleri 1 km2 yi geçmeyen adalar da İzlanda’ya
ait. Kuzey Kutup Dairesi (’’66 derece 33 dakika’’ kuzey enleminde) içerisinde yer alması ve dolayısıyla kutba yakınlığı sebebiyle Lapland ya da diğer adıyla Laponya’da kutup iklimi
hakim. Yazlar çok kısa, ortalama 15-16 C derecelerde, kış ayları yer yer
-47 C derecelerde geçebiliyor.
Bizim
seyahatimiz ocak ayı başındaydı ve -25, -30 C dereceleri gördük. Üşümedik mi? Üşüdük tabi ki ama bu dayanılmaz ölçülerde
değildi. Termal içlik, eldiven ve çoraplar, kar botları, polar giysiler çok işe
yarıyor. Kat kat giyinmekte fayda var. Fotoğraf için cep telefonları işe yarasa da
-20 derecelerde donuyor ve kapanıyor. Özellikle kuzey ışıklarını çekebilmek
için iyi bir fotoğraf makinasını yanınızda bulundurmakta fayda var. Yine cep
telefonu kullanırken, parmak ucu açılabilen bir eldiven edinmenizi şiddetle
öneririm, böylece eldivenlerinizi tümden çıkarmak zorunda kalmaazsınız. Ben özellikle
parmak ucu açılan ince bir eldiven üstüne, kalın termal eldiven giydim. Balık avlama, safari,
Auroraları beklerken daha kalın giysilere ihtiyaç oluyor. Bunları da yerel
turizm şirketi bedeninize göre
önceden veriyor. Kısacası korkacağınız bir donma olayı yaşanmıyor. Belki biraz
el ve ayak parmaklarınızın üşüdüğünü hissedeceksiniz ama sonuçta kutuplarda
yapayalnız da değilsiniz. Çözüm her zaman mevcut..!
Lapon’ların bölgedeki tarihinin en az 2000 yıl öncesine kadar uzandığı biliniyor. Ural-Altay dil ailesinin Fin-Ugor koluna bağlı Laponcanın dışında, Fince de konuşuyorlar. Kahveye ''kahvi'' dediklerini duyunca benim gibi şaşırmayın. Kökenleri tam olarak bilinmese de Sami ırkı oldukları söyleniyor. Hristiyanlıktan önce Lap toplumunda Şamanizmin ve şamanların önemli bir yeri olduğu bilinmekte. Geçimlerini balıkçılık, ormancılık, çiftçilik ve Ren geyiği yetiştiriciliği ile sağlıyorlar.
Lapon’ların bölgedeki tarihinin en az 2000 yıl öncesine kadar uzandığı biliniyor. Ural-Altay dil ailesinin Fin-Ugor koluna bağlı Laponcanın dışında, Fince de konuşuyorlar. Kahveye ''kahvi'' dediklerini duyunca benim gibi şaşırmayın. Kökenleri tam olarak bilinmese de Sami ırkı oldukları söyleniyor. Hristiyanlıktan önce Lap toplumunda Şamanizmin ve şamanların önemli bir yeri olduğu bilinmekte. Geçimlerini balıkçılık, ormancılık, çiftçilik ve Ren geyiği yetiştiriciliği ile sağlıyorlar.
Finlandiya Lapland’ına, Helsinki üzerinden
Finair’le 1 saatlik uçuş sonrası ulaşıyoruz. Rovaniemi’ye ülkemizden direk
uçuşlar olsa da bu geziye bir Helsinki
ziyareti eklemek bence daha eğlenceli...
Kutup hayvanlarının sergilendiği küçük ama
sevimli havaalanından, yarım saatlik kar manzaralı bir yolculukla, Kuzey Kutup
Dairesi’nin geçtiği masalsı Noel Baba Köyüne ulaşıyoruz. Helsinki’de çocuklara
yönelik bir radyo yayınında Noel Baba’nın burada yaşadığı söylenince, bölgedeki köylere çocuklardan yüzlerce mektup yağmış. Finlandiya Posta Müdürlüğü’ de burada bir posta ofisi kurmak
zorunda kalmış. Olay çığ gibi büyüyünce Santa Claus, turizm ve ticaret merkezi
haline dönüşmüş. Burada Noel Baba’yla ücreti mukabilinde ve uzun kuyruğu göze alıp
resim çektirebilir, mağazalardan yün kazak, atkı-bere, eldiven gibi kışlık ve hediyelik alışverişlerinizi
yapabilirsiniz.
Şiddetle
önereceğim yer ise Konstantin’in çadırıdır. Çadırın önünde de kuyruk var,
adınızı listeye hemen yazdırın ve özel ızgara tekniğiyle pişirilen en güzel
somon ızgarayı yemeden buradan
ayrılmayın...!
Yine yapmadan dönme diyebileceğim; buradaki postaneden hem kendinize hem de sevdiklerinize Noel Baba kartı atın. Hatta benim gibi bir yıl sonrası için kendinize yeni yıl tebrik kartı atarak şımarıklık yapın. Emin olun bir yıl sonra o kart elinize geçecek, tecrübeyle sabittir :))
Arktik çizgi ( Kuzey Kutup Enlemi ) nin işaretlendiği alanda bol bol
resim çekip, kutup dairesini geçen şanslı kişilerden olduğunuzun farkına varın
ve kocaman kardan adamı da unutmayın sakın...
Geceyi Kemi’de ki Cumulus otelde geçirdikten sonra, sabah donmuş gölde delik açıp balık tutmayı öğreniyoruz. Tabi ki çok soğuk, tutulan balık daha yukarı çektiğiniz anda donuyor. Siz her ne kadar tam donanımlı gelseniz de buz üzerinde beklemek için yeterli değil. O nedenle yerel turizm şirketi tarafından verilen hava koşullarına uygun giysileri, büyük oldukları için kendi giysileriniz üzerine geçiriyorsunuz ve astronot gibi dolaşıyorsunuz.
Burada çalışan bir Türk görevliyle Sampo'yu gezip, bilgi aldıktan sonra geminin yemek salonuna geçiyoruz. Patates püreli Ren geyiğine, geleneksel yemeğin olmazsa olmazı turşu ve orman meyveli reçel eşlik ediyor.
Gemiden ayrılıp igloları ve kar otelini görüyoruz, ama burası da küresel ısınma nedeniyle henüz açılamamış. İşçiler her yıl yeniden yapılan bu yapıları bitirme gayreti içindeydiler.
Kutup yaşamını anlatan küçük müzede sergilenen, bölgede çıkarılan taşlar ve eski Lap
giysilerinin güzelliği eminim sizi de etkileyecek...
Akşam Rovaniemi’de Santa Claus Hotel’deki yemekten sonra özel giysilerimizi giyip aracımıza yerleşiyoruz. Bir
saat kadar orman içinde yol alıp, donmuş
bir göl üzerinde, gece saat 22 sularında kuzey ışıklarını beklemeye koyuluyoruz. Şansımıza hava bulutlu
değil. Mangal ateşinde yapılan sucuk partisi ise -30 derecede herkesin hoşuna gidiyor ama uzaktan gelen kurt ulumaları kaygılarımızı arttırmıyor da değil... Derken adını şafak tanrıçası Aurora’dan alan Aurora Boralis,
çok ihtişamlı halini göremesek de ortaya çıkıyor.
Güneş
ışınlarının dünyanın manyetik alanıyla etkileşimi sonucu ortaya çıkan bu ışımalar, genellikle geceleri görülüyor. Yeşilimsi bazen de soluk kırmızı renkte oluyormuş.
Lapland’lılara göre gökyüzündeki ruhların dansı diye nitelendirilen bu
muhteşem doğa olayını görebilmek herkese kısmet olmaz deyip, fotoğraf
makinalarımıza sarılıyoruz ve anı ölümsüzleştirmenin mutluluğuyla otelimize
dönüyoruz.
Programımız yoğun, ertesi sabah yerel tur
şirketinde verilen özel giysileri giyip, kar motorlarıyla bir saat donmuş
nehir ve orman içinde safarimizi yapıyoruz ve Saarenkyla bölgesindeki Ren Geyik Çiftliği’ne ulaşıyoruz. Laponya’ya
özgü bir canlı olan Ren geyikleri hakkında gerekli bilgiyi aldıktan sonra kızaklarımıza biniyor ve kısa
bir tur yapıyoruz. O güzelim geyikleri sevmeye çalışsak da pek oralı olmuyorlar :((
Daha sonra Şaman çadırında ateşin etrafında oturup çay içiyoruz. Şaman Laponya yaşamı hakkında bilgi verip, ateşten aldığı yanmış
odunun isini dualar eşliğinde alnınıza sürüyor. Bu turistik seremoniye gülen bir gezginimiz, daha sonra husky kızağında kayarken kaza geçirip düştü.
Ne olur, ne olmaz benden söylemesi...!!!
Mavi gözlü olanlar Sibirya, kahverengi olanlar ise Kanada Huskysi oluyormuş. Kutup soğuna dayanıklı ve koşmayı seviyorlarmış. Kızakları 6 köpek çekiyor. En önde lider olanlar, ortada tecrübesizler, arkaya da güçlü köpekler yerleştiriliyor. Köpeklerimizi sevip, kayak kullanma bilgilerimizi de aldıktan sonra, kutup kaşifleri edasıyla kızaklarımıza kurulup yolculuğa çıkıyoruz. Ama gönlüm sevimli köpeklerin bu işlerde kullanılmalarına pek razı olamadığı için pek keyif aldığımı söyleyemeyeceğim...
Rovaniemi’deki Arktikum Müzesi de görülmeye değer.
Müzede Laponyanın tarih, yaşam ve kültürel yapısını daha iyi
anlayabiliyorsunuz. Eski geleneksel giysiler,
eşyalar, eski resimler ve bölgenin hayvan popülasyonunu ayrıntılı bir şekilde
inceledikten sonra sokaklarını keşfe çıkın. Her evin neredeyse her penceresinde, değişik desenlerde kuzey yıldızının asılı olduğunu göreceksiniz. Geceleri bu yıldızların ışıl ışıl muhteşem görüntüsü tüm grubun ilgisini çektiği için biz de evlerimiz için kuzey yıldızı aldık. Dönerken mutlaka muhteşem Fin ekmeklerinden, peynir, patates ve ünlü çikolatalarından da alınmalı...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhz2hYmQlDM4IH3pNRWL0In98wy6DD5yNt9qiZlpwM_CrbNUNto1iF8thW5TuqWrwSDfqUP2Kn-Sukr2OP3dDT4r9ZG_qLTMlm-9pw1E5KmAJSOMDWZL3l-Pv4w9suHbOIQSgq4hI2KNp0/s200/IMG_4820.JPG)
Soğuk kış günlerinde sizlere tavsiyem; evinizin konforunda, keyfinize göre ister Fin meyve çayları ister Fin votkası eşliğinde, ünlü Fin besteci Sibelius'un müziğiyle Laponya masalınızı tekrar yaşayabilir, kendinizi kutuplarda hissedebilirsiniz. Işıklandırdığınız kuzey yıldızı sembolünü de pencerenize asmayı ihmal etmeyin sakın...!!!
Soğuk kış günlerinde sizlere tavsiyem; evinizin konforunda, keyfinize göre ister Fin meyve çayları ister Fin votkası eşliğinde, ünlü Fin besteci Sibelius'un müziğiyle Laponya masalınızı tekrar yaşayabilir, kendinizi kutuplarda hissedebilirsiniz. Işıklandırdığınız kuzey yıldızı sembolünü de pencerenize asmayı ihmal etmeyin sakın...!!!