KARADENİZİN İNCİSİ ORDU
KARADENİZ'İN İNCİSİ ORDU
Yılın her mevsiminde ayrı bir güzellik
bulacağınız kente seyahatinizi Temmuz –Ağustos aylarında planlarsanız,
deniz-kum-güneş tatilinizi de yapmış olursunuz. Çünkü 100 km. lik sahil
şeridinin 60 km. si kumsal. Ordu Havaalanı ulaşımı çok kolaylaştırsa da Ünye’den sonra eski yoldan yapacağınız ve yeşilin
binbir tonu ile gerçek Karadeniz’de olduğunuzu hissedeceğiniz bu yolculuk, Cote d’azur manzaralarını aratmayacak güzellikte. Üstelik yol üstünde size sunacağı birçok sürpriz de cabası...???
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgX570acgNr6VXlu3dlbooViUqgbdHAEwkMgfXEyyjmYyrmrKjc0xRwjRtjJtE2hejpHdoAlDbLu9vFaqSW7gia68AbQsSMBp2SeL7UC7UyElb637n0ACtIwpJQm2lsliG3f2yLIuFLNbI/s200/1acdf82c-6f7c-4cdc-842d-e5f5ca1a3236.jpg)
Fındık halkın geçiminde önemli bir etken olsa
da burası aslında bir balıkçı kasabası. Pideleri de ünlü olan bu kasabada balık
ve kuzu eti yiyebileceğiniz küçük restoranlar sizleri beklemekte...
YASON BURNU: Ordu’nun ‘’Sakin Şehir’’ ünvanlı Perşembe
ilçesindeki bu muhteşem koy ve burun, kalabalıktan uzak iyi bir meditasyon
noktası. 1869 yılında Rum cemaat için yapılmış olan ve küçük kubbesiyle Yason
Burnu’na hoş bir derinlik kazandıran kilise, 2004 yılında restore edilmiş.
Burası aynı zamanda Antik Yunan mitolojisinde yer alan ARGANOT EFSANESİ’ndeki ''Altın Post’’un kaybolduğu yer diye bilinir...
Ne alaka demeyin diye hadi mitolojiden de
birazbahsedelim:)Tanrıça Nephele, çocuklarını Zeus’a kurban etmek isteyenkocasından kurtarmak için onları altın postlu uçan bir koça bindirir. Çocuklardan
Helle Çanakkale’de düşerek boğulur. Phriksos ise Gürcistan’da Batum dolaylarına
ulaşır. Koçu Zeus’a kurban edip postunu krala sunar. (Batum’a gitmiş olanlar
altın postlu heykeli hatırlayacaklardır.) İşte bu post kaybolur. Amcasının
krallığını geri vermek için altın postu bulmasını şart koştuğu ‘’İason’’(Yason),
Phriksos’un oğlu Argos’tan yardım ister. O’da ‘’Argo’’ ismi verilen gemiyi
yapar. Geminin pupasındaki kadın figürünün, Athena tarafından yapıldığı ve
canlı olduğu söylenir. İason’a eşlik edenlere, geminin adından dolayı Arganot
denmiş. İşte, bu İason ve Argonatlar Yason Burnu'nda karaya çıkıp Altın Post’u
aramışlar.
Efendim gezilerde çay molası pek meşhurdur.
Yol üstünde ‘’UZUN SAÇLININ YERİ’’ tabelasını ve uzun saçlının resmini göreceksiniz.
Burada da manzara garanti ama çay maalesef öyle değil. Çünkü meşhur uzun
saçlımız keyfe-keder çay yapıyor. Canı isterse yani...
Ben de şansımı deneyeyim diyorsanız, buyurun
dükkan sizin...!!!
Bir diğer mola noktası ise VONA’LI CELAL (Vona,
Perşembe ilçesinin eski adı) olmalı. Muhteşemmanzarasına taze balık ve meşhur
turşuları eşlik ediyor. Bir ara İstanbul macerası da olan Vona’lı Celal, tası
tarağı toplayarak kürkçü dükkanına geri dönmüş. Vedat Milor da kalkmış buralara
kadar gelmiş balığını yemiş. Siz eksik mi kalacaksınız? Hadi o zaman balık
molası...
HOYNAT ADASI: Perşembe ilçesine bağlı, eski
zamanlarda denizcilerin sığınak ve depo olarak kullandıkları küçük bir adadır. Üzerinde
küçük bir sur
ve su kalıntıları bulunmuş. Gümüş renkli martı ve Tepeli Karabatak
kuşlarının yaşam alanı olarak seçtiği bir kuş cenneti de aynı zamanda. Tepeli
Karabatakların ülkemizde yuva yaptığı nadir yerlerden olan adaya çıkmak ve bu
bölgede gürültü yapıp kuşları ürkütmek yasak.
Hoynat Tünelini geçince göreceğiniz bu küçük
ama muhteşem ada size de cennet temiyim
acaba dedirtecek, eminim...
Ordu’ya yaklaştınız burnu döndüğünüzde şehir
tüm güzelliğiyle karşınıza
çıkacak. Hemen ilk göreceğiniz (kentsel SİT alanı) güzel
tarihi evleri ile Taşbaşı Mahallesi ve tarihi TAŞBAŞI KİLİSE’Sİ olacak. 1853
yılında yörede yaşayan Ortodokslar için yapılan kilise, 1937-1977 yılları
arasında hapishane olarak kullanılmış. 1983 yılında restore edilmiş, 2000
yılından itibaren de kültür merkezi olarak kullanılmış. Yine restorasyonda olan
kilisenin, Arkeoloji Müzesi olarak düzenlendiğini ve Kurul Kayalıkları'ndan
çıkan tarihi eserlerin burada sergileneceğini öğreniyoruz.
AZİZİYE (YALI) CAMİ: Sultan Abdülaziz
zamanında ahşap olarak yaptırılan cami, zamanla yıkılmaya başlamış. Kadızade
Hasan Efendi tarafından 1890 yılında kesme ve moloz taşlardan yeniden inşa
ettirilmiş. Taç kapısına iki yandan merdivenle çıkılan caminin, tavanı düz ve
ahşap olup şehrin tam merkezinde yer almakta.
ATİK İBRAHİM PAŞA (ORTA) CAMİ: 1770 yılında
Atik İbrahim Paşa tarafından kütük camii olarak yaptırılmış. Zamanla tahribata
uğrayınca 1802 yılında tekrar yaptırılan caminin, barok tarzdaki mihrabı ilgi
çekicidir.
DÜZ MAHALLE KİLİSESİ: 1869 yılında bölgedeki
Ortodokslar için yapılmış. Kilise bir süre itfaiye
binası olarak kullanıldıktan
sonra restore edilerek tiyatro sahnesi olarak hizmet vermeye başlamış. Ordu
Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu, İstanbul ve Bakırköy Şehir
Tiyatrolarından sonra kurulan üçüncü şehir tiyatrosudur.
KEMER KÖPRÜ: 1890-1895 yılları arasında Bülbül
Deresi üzerinde tek gözlü ve düzgün kesme taştan yapılan köprü, 1982 yılında
onarım görerek bugünkü halini almış.
PAŞAOĞLU KONAĞI: 1896 Yılında Paşaoğlu Hüseyin
Efendi tarafından yaptırılmış. Üç kattan oluşan konak, Ordu’nun en güzel sivil
mimari yapılarından biridir. Restore edilerek 1987 yılında etnoğrafya müzesi
olarak hizmet vermeye başlamış. İlk katında takı ve yöre giysilerini, ikinci
katında ise yatak ve misafir odaları ile 19. yy. konağının özelliklerini
göreceksiniz. Giriş ücretsiz.
Çoğu yok olsa da yukarıda saydığımız eserlere
ek olarak bugün hala kullanılan ve ayakta olan mimari eserlerden bazıları;
Kaymakamlık Binası (1893), Askerlik Şubesi ve Lojmanı (1895), Eski Valilik
Konağı (1896), Hamidiye(Hükümet) Cami (1892), görülmeye değer güzellikte
sizleri bekliyor. Ayrıca 1910’lu yıllarda yapıldıkları düşünülen Saray ve Yalı
Hamamları da bugün hala kullanılmakta.
İl merkezine 10 km. uzaklıktaki Delikkaya
Mahallesi’nde ise
''Delikkaya Kaya Mezarları''nı görebilirsiniz. 3 adet kaya
mezarının girişi çift sütunlu, alınlıklı ve tek odalıdır. Yerden yüksekliği 40
metre olan kayalıkların ortasına yapılmış olup anıtsal bir görüntüye sahipler.
( Muğla’nın Dalyan beldesi Kral Mezarlarıyla ünlü olsa da Ordunun birçok
ilçesinde böyle kaya mezarlarına rastlamak mümkün.)
Vadettiği muhteşem manzarasıyla turistlerin en
önemli ziyaret noktası olan BOZTEPE, denizden yaklaşık 500 m. yüksekte.
Dilerseniz 6 km. asfalt yol ile veya şehir merkezinde hemen sahilde bulunan
teleferik ile ulaşabilirsiniz. Boztepe’de manzaraya karşı kahvaltı, yerel yemek
seçenekleriniz olduğu kadar piknik alanları ve çay bahçeleri de mevcut. Yamaç
paraşüt noktası ise bu keyfi yaşamak isteyen cesaretli kişileri beklemekte...
Belki siz de şehri kuşbakışı izlerken, kendinizi
‘’Boztepe’ye çıkmalı
Şu Ordu’ya bakmalı
Böyle güzel kızları
Saz çalıp oynatmalı’’ türküsünü söylerken
bulabilirsiniz:)
Yine türkülere konu olan ''Ordu’nun
Dereleri'', göreceğiniz güzellikler
arasında.Civil ve Bülbül Dereleri, Turnasuyu,
Melet Irmağıyla zaten karşılaşacaksınız ama Karaoluk Mahallesindeki ‘’Çiseli
Şelalesi’’ni de mutlaka görmelisiniz.
Turnasuyu Vadisi ise, Atlas Dergisi Yürüyüş
Rotaları rehberinde yer almış olup ülkemizin en ideal yürüyüş rotalarından
biridir.
Vaktiniz varsa, özellikle son yıllarda Arap
Toplumunun pek bir ilgisini çekmekte olan Çambaşı Yaylası’na da bir çıkın
derim.
Gelelim ne yemeliyiz sorusuna :)) Orduya
gidip de yerel mutfağın tadına bakmadan olmaz. İşte size ilk aklıma gelen birkaç
tanesi...
Karalahanadan yapılan ki halk buna pancar diyor; pancar
çorbası, pancar diblesi, pancar
döşemesi,
etli pancar sarması, zeytinyağlı yaprak sarması, turşu kavurmaları,
özellikle fasülye turşusu diblesi, pide (halk arasında yağlı deniyor.), sakarca
mıhlaması, sakarca kayganası, galdirik kavurması, tirmit (mantar) kavurması, mellocan kavurması, taze baby
bezelye kayganası, kabak kayganası, patates kayganası, mısır unu yağlaşı
(mıhlama), Isırgan otu çorbası ve yağlaşı, su böreği, burma tatlısı, ev baklavası,
hamsi tava ve buğulama, mezgit tava, istavrit tava, içli tava (iç pilavlı hamsi
tava ya da hamsili pilav), kuru yufka böreği ve tatlısı, Ordu tostu mutlaka yenmeli...!!!
sakarca mıhlaması |
hamsili pilav |
Birçok şubesi olan‘’Aktaşlar’’ın, Ordu’nun
girişinde Güzelyalı Mahallesi'nde olan şubesinin
şahane manzarasıyla hem yöresel yemeklerin hem de pidelerinin tadına
bakabilirsiniz. İstanbul’a da pidelerini taşımışlar. Kadıköy yakasında ‘’Neli
Pide’’ ismiyle tanınıyorlar.
Meşhur Pide, Gıdı’nın Yeri ve Ordu’nun en eski
taş fırınlarından olan İspirli Pide de
bilinen ve sevilen pidecilerden.
pancar diblesi |
Yarım asırdan fazla geçmişi olan ama yakın bir zaman önce kapatılmış olan bir restorandan da bahsetmezsek haksızlık yapmış oluruz. Denizin 60 metre içersindeki konumuyla belki de ülkemizde tek olan ve 1. Sınıf Turistik İşletme belgeli restoran ''Mıdı'nın Yeri'' ne yazık ki belediye tarafından mühürlenmiş. ''Balık Ordu'da Mıdı'da yenir'' sözünü dillere pelesenk yapan restoranda Demirel'den, Özal'a, Ecevit'ten Çiller'e ağırlamadıkları siyasetci kalmamış. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı turistin, yoldan geçen sanatçıların da uğrak yeri olmuş. Ordu turizmine önemli katkıları olan bu restoranın, kaldıkları yerden yollarına devam etmelerini dileyelim...
kara lahana dolması |
Hadi bir de dondurmacı ismi verelim. Ordu’nun
Bağdat Caddesi diyebileceğimiz Fidangör’ deki en eski dondurmacısı ‘’DENİZCİLER
DONDURMA’’ İtalya’dakilerle yarışacak düzeyde...
Ben hafif karamelimsi renkteki sade
dondurmasına ba-yı-lı-yo-rum...!!!
Add caption |
Ordu’da konaklamak için küçük yerel oteller
dışında zincir oteller de artık mevcut. Tatil anlayışınıza göre ister deniz
kıyısı ister Boztepe'de kafanıza göre birini seçin, hepsinde deniz manzarası
garanti. Yine de birkaç isim verelim.
Taşbaşı mahallesinde ‘’İkiz Evler’’ butik
otel konseptinde. Klasik Ordu Evlerinin
restorasyonuyla yapılan otelin manzarası ve keyifli bahçesi eminim hoşunuza
gidecek.
Tlf: 0452 225 05 75 / 0452 2232483 ikizevler@karlibel.com.tr
Tlf: 0452 225 05 75 / 0452 2232483 ikizevler@karlibel.com.tr
Yine şehir içinde bir zamanlar Ordu’nun en
güzel sinemalarından olan ‘’Ordu Sineması’’ artık ‘’Sinema Hotel’’. Koridorlarında
unutulmaz filmlerin afişleri var. Ben yöneticisi olsam, bu eski filmleri
oynatarak nostaljik etkinlik düzenlerdim...
Tlf: 0452 352 52 52
Ordu girişinde denize sıfır olan ‘’Balıktaşı
Otel’'de deniz keyfi
yapabilirsiniz. Şehre çok uzak olmasa da aracınız yoksa ulaşım sorun olabilir. Ama Ordu’luların ‘’hat’’ dedikleri dolmuşları kullanabilirsiniz.
yapabilirsiniz. Şehre çok uzak olmasa da aracınız yoksa ulaşım sorun olabilir. Ama Ordu’luların ‘’hat’’ dedikleri dolmuşları kullanabilirsiniz.
Tlf: 0452223 06 11
Hampton by Hilton, Ordu’nun Akyazı beldesinde
açılmış. Şehir merkezine yürüme mesafesinde diyebiliriz. Önündeki yolu geçince
sahilde yürüme ve bisiklet yolu var. İsterseniz burada da denize
girebilirsiniz.
Tlf: 0452 250 11 00 hilton.com.tr
Havaalanıyla, otelleri ve restoranlarıyla Ordu hazır, sizleri bekliyor. Bir hafta sonunuzu ayırın bence, pişman olmayacaksınız...!!!
Havaalanıyla, otelleri ve restoranlarıyla Ordu hazır, sizleri bekliyor. Bir hafta sonunuzu ayırın bence, pişman olmayacaksınız...!!!