Ana içeriğe atla

''BREKKİE'' DE KAHVALTI

 ''BREKKİE'' DE KAHVALTI

Kruvasan, çok ilgimi çeken bir yiyecek olmamasına rağmen özellikle yurtdışı otel kahvaltılarında tazeyse yediğim bir çörekti. Ta ki Vedadat Milor, Moda'da yediği krurasanları pek bir övünce acaba benim kaçırdığım bir şey  mi var dedim ve kalktım hem kahvaltıyı hem de yürüyüşümü farklı bir rotada yapayım dedim. Hay demez olaydım, denedikten sonra aklımı başımdan alan bu kruvasanların müptelası oldum ki bu satırları yazarken bile Moda taraflarına yolumu düşüreyim de bu nefis tatları tekrar deneyeyim istedim.

Pek çoğumuzun Fransız lezzeti olarak bildiği kruvasanın, aslında Avusturyalı olduğu ve hatta biz Türklerle alakalı olduğunu biliyormuydunuz...? Efendim Osmanlı, Viyana'yı iki kez kuşatıp alamayınca Avusturya'lılar ''kipferl'' adını verdikleri çöreklerini, Osmanlı İmparatorluğunun bayrağındaki ay şeklinde yapmışlar ve zaferlerini kutlamak için pişirmişler. Aya benzediği için de '' croissant'' adı verilmiş. Bu günlerde ülkemiz siyasetçilerinin dillerine pek bir pelesenk olan Avusturyalı Marie Antoinette, ( Hani, ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler diyen ve giyotinle idam edilen 16. Louis 'in eşi ) Fransız sarayına gelin gidince saray ve ahalisi bu lezzetle tanışmış.



''Başarı tesadüf değildir''e inananlardanım. Arkasında bilgi, sabır ve bitmeyen azmin olması, ortaya çıkardığınız ürünü, en iyi şekilde alıcısıyla buluşturma ve bu kalitenin sürdürülebilirliği  eminim ki başarıyı getirecektir. Bunun en iyi örneklerinden biri  de ''BREKKİE BREAKFAST CLUB'' bence...

Nasıl mı...? Önceleri Kadıköy'ün pek bir atıl gibi duran bir köşesinde, Yoğurtcu Parkının karşısında açılıp, Avrupai görünüşüyle, önünde ki  ülkemiz insanının pek sevmediği ama gayet medenice beklediği uzun kuyruğu görünce, bilmeyenlerin bu ne ola ki dediği bir yer. Elbette, belediyenin Kurbağalı dereyi islahı ve parkın bakımıyla yörenin çehresini pek bir değiştirdiğini de unutmadan...!

Biz gittiğimizde daha İstanbul için on-line ya da gel- al kısıtlama kararı alınmamıştı ama hijyen ve pandemi açısından masada hizmet kısmını iptal ettiklerini gördük. Buna rağmen takeaway için uzun kuyruk oluşmuştu, insanlar da gayet memnun bekliyorlardı. Sıcak büfeden siparişlerimizi verdik ve özenle hazırlanmış paketlerimizle, karşısındaki yoğurtçu parkında sakin bir köşe bulduk.  Park, kahvaltı ve yürüyüş yapanlarla Avrupa kentlerini aratmıyordu doğrusu...  

Esasında mayalı hamurun, tereyağla defalarca katlanarak yapıldığı kruvasanda her üründe olduğu üzere, kaliteli malzeme çok önemli. Mekan sahipleri istedikleri tereyağı kalitesini Tire'de bir mandırada bulmuşlar. Mekan sahipleri deyince, Saint Joseph çevresinin yakından tanıdığı, pancake ve krepleriyle meşhur ''Munchies'' i kuran Can Akdaşlı'nın Cansu hanımla tanışınca başlayan aşk hikayeleri, kruvasan aşkıyla iş ortaklığına da dönüşmüş. Kruvasan araştırmaları, istedikleri kıvama gelince dükkanlarını açmışlar. Burası aynı zamanda üretim yerleri de olmuş. Breakfastın kısaltılmışı Brekkie ismini alsalar da logoları,  hayvansever olduklarını ilan ediyor.

''Crowich'' dedikleri kırmızı veya beyaz etli sandviçleri, füme somonlu sandviçleri pek lezzetli. ''World of Brekkie'' dedikleri İngiliz, Fransız yada Türk kahvaltı seçenekleri ise kruvasanları ülkelerin lezzetleriyle buluşturuyor. Ama ben, Egg Boat dedikleri ezine peyniri ve çırpılmış yumurta ile yapılan kruvasan ile Croscrambied denen kruvasan üzeri çırpılmış yumurtalarına bayıldım. İsterseniz Crobenedikt denilen kruvasan üzeri poşet yumurtayı Hollandez sosla deneyebilirsiniz. 

Sweet Brekkiede ise tatlı kruvasan çeşitlerini bulacaksınız. Lotusserie, baklava ve cromisu çeşitleri pek seviliyor. İsimlerdeki ipuçları, lezzetleri hakkında size fikir verecek.

Ayrıca, ağızda dağılan cookiesleri ve ıspanaklı kişleri çok seviliyor.

 Özellikle isimleri verdim ki gitmeden seçimlerinizi yapın ve kuyrukta bekleyenleri daha fazla bekletmeyin. Çünkü artık ben bir kruvasanseverim ve yolum sık sık  ''Brekkie''ye düşecek...!!!





Bu blogdaki popüler yayınlar

Rumeli Kavağı'nda Balıkçı Kahraman

Şubat, mart aylarında soğuk sularda yağlanıp, iyice lezzetlenen kalkanlar sonunda balık tezgahlarını şenlendirdi. İstanbul’da en güzel kalkanı yiyebileceğiniz adreslerden biri, belki de birincisi Balıkçı Kahraman…Vedat Milor pirimizin dediği gibi, kalkanı bütün şekilde tandır yaparak pişiren balıkçılar için, İspanya’nın Bask bölgesine gitmenize gerek yok, Kahraman hemen yanı başınızda, Sarıyer, Rumeli Kavağı’nda… Kahraman işin mutfağında piştikten sonra1996 yılında açtığı bu yerde, kendisi gibi tüm çalışanları da Trabzonlu. Aile gelenekleriyle, dededen ve babadan öğrendiği yöntemlerle, deniz ürünlerini muhteşem pişirerek bizlerle paylaşıyor! Nisan başı bizde aile ritüelimizi gerçekleştirmek üzere Kahraman’dayız. Masaya gelen her şey çok lezzetli, soğanlı domates salatası tam da hatırladığımız gibi, yedikçe yiyesiniz geliyor. Lüks diyebileceğimiz restoranlarda yediğimiz dondurulmuş kalamarlardan sonra, burada hem tavasını, hem de ızgarasını yemek ayrı bir keyif. Yine balık

Mükellef Karaköy: Sarımsaksız Meyhane Konsepti

Mükellef Karaköy, ünlü TV şefi Arda Türkmen'in Karaköy'deki meyhane konseptli restoranı. Restoran bir otelin en üst katında konumlanmış, tahmin edebileceğiniz üzere çok güzel bir tarihi yarımada ve boğaz manzarasına sahip. Zevkli bir şekilde döşenmiş, ışıklandırma yeterli, çoğunluğu bembeyaz masa örtüleriyle kaplı masalarda oturma düzeni sıkışık da olsa rahat, ferah bir mekan. Ancak mekan ile ilgili iç mimarın hak ettiği bu övgüleri ne yazık ki aşçıya yönlendiremeyeceğim. Arda Türkmen bir şekilde meyhane mezelerini sarımsaksız yapmanın iyi bir fikir olduğuna inanmış. Yediğimiz her şeyin tadında bir eksiklik, bir ruhsuzluk var acaba nedir diye düşünürken, en önemli sebep olarak bunu saptadım. Belki karşısındakine kokma endişesiyle sosyal bir akşam yemeği deneyimlemek isteyen gruplar için iyi bir seçenek olabilir ama bana sorarsanız hem konsepti meyhane yapıp hem bu endişeyle hareket etmek oldukça saçma ve yersiz. Mekanda gerçekten mezeden çok rakı çeşidi var. Aklınıza g

İskoç Viskisi: Anlıyormuş Gibi Yapmak için Bilmeniz Gerekenler

Yakın zamanda üniversitemin mezunlar derneğinden sertifikalı viski tadım kursu konulu bir e-posta aldım. Konuya ilgi olduğunu varsayıp İskoç viskisi ile ilgili teorik değil ama 3.5 senedir Birleşik Krallık'ta Edinburgh isimli İskoç Pub'una 200m uzaklıkta yaşamanın ve Edinburgh ziyaretlerimin sonucunda edindiğim pratik bilgileri paylaşmaya karar verdim. Bu yazının sonunda ne yazık ki size sertifika vaad edemiyorum ancak anlıyormuş gibi yapmanızı sağlayacak bir takım temel bilgileri vaad ediyorum.  Single Malt İskoç viskisi genellikle tek bir malt'tan (genellikle arpa maltı) ve tek bir damıtım evinde (distillery) üretilmiştir. Harmanlanmış (blended) İskoç viskileri (Ballantine's, Bell's, Chivas Regal, Famous Grouse, Teacher's gibi) içimi daha kolay olduğu için dünyada daha popüler olsa da Single Malt'lar Scotch Whisky (İskoç viskisi whisky diye yazılır, whiskey öteki viskiler için kullanılır) denilince ilk akla gelenlerdir. Single Malt'ların rengi