Ana içeriğe atla

ANNE USULÜ PROBİYOTİK YOĞURT & TURŞU

ANNE USULÜ PROBİYOTİK YOĞURT & TURŞU

Sindirim sistemimizi düzenleyen ve bağırsaklarımızdaki dost bakterilere destek probiyotik gıdalar, özellikle corona tehdidi altında olduğumuz bu
günlerde bağışıklık sistemimizi güçlendirdiği için  daha da önem kazandı. Hayatın hızlı akışında çoğu zaman hazır olanlarına yönelsek de yine aynı nedenle doğal, ev yapımı ve elimizden geldiğince organik gıdaya erişmek için çaba göstermeye başladık. Uzun zamandır turşumu ve yoğurdumu anneciğim usulü evde kendim hazırlıyorum. Çocukluk yıllarımızda ve küçük yerlerde organik diyebileceğimiz süte ulaşmak belki daha kolaydı ama son yıllarda büyük marketlerde de bulabiliyoruz. Ben Gökçeada'da üretilen organik ''Ada''  markasını kullanıyorum.  Zaman zaman yoğurtlarını da alıyorum.
 YOĞURT: Anneciğimin yöntemiyle 2 şişe (2 lt.)  organik sütümüzü bir taşım kaynatıyoruz. Mayalayacağımız cam, porselen ya da çömlek kaba
aktarıyoruz. Sonra küçük parmağımızın dayanacağı ısıya geldiğinde daha önce mayaladığımız yoğurdumuzdan 1/2 çay bardağı kadar alıp  üzerine sütten 2 kaşık döküp  karıştırıyoruz. Hazırladığımız bu mayayı süte aktarıp kaşığı bir kez içinde dolaştırıyoruz. Kapağını biraz aralık bırakarak, üzerini temiz bir  örtü ile kapatıyoruz. Bu işlemi ben geceden yaptığım için ertesi sabaha kadar uyutuyorum. Sabah pek tabiki ilk işimiz,
 koşup  taze mayalanmış yoğurdun mis gibi kokusunu içimize çekerek daha sonra afiyetle yemek üzere fazla sarsmadan buzdolabına kaldırmak olacak...
Bir diğer yöntemde kaynattığımız sütü yine serçe parmağımızın dayanacağı ısıya kadar dinlendirdikten sonra mayasını aynı şekilde hazırlayıp karıştırıyoruz. Hafifçe ısıttığımız ılık hale gelen fırınımızın içerisinde kapağını kapatmadan sabaha kadar bırakırsanız örtü aramanıza gerek kalmadan yoğurdunuz hazır olacak.  Sütü porsiyonluk küçük cam kaplara yada kavonozlara da koyabilirsiniz. Aslında mayalama işlemi 6 saat kadar sonra tamamlanmış oluyor.

SALATALIK TURŞUSU: Biliyorsunuz  neredeyse herşeyin turşusunu yapmak mümkün. Ama bizim evde körpe Çengelköy salatalığından olanı pek bir sevilir.  Küçük kavanozlara neredeyse her hafta yapıp taze taze yemeyi pek seviyoruz. O halde tek ve en önemli soruyu cevaplayıp işe koyulalım.
Turşu limonla mı? yoksa sirkeyle mi? kurulacak...


Pek tabiki sirkeyle diyoruz ve çengelköy salatalıklarımızı yıkayarak turşu yapımına başlıyoruz. Yıkanan salatalıklarımızı ince uçlu bir bıçak ya da mutfak aparatları yardımıyla delelim ve kavanoza yerleştirelim. Bir tatlı kaşığı kadar öğütülmüş kaya tuzunu su ile eritip salatalıkların üzerine döküp ağzını kapatalım. Ertesi günü sarımsağı biraz tuz ile hafifçe ezip  turşumuza ekleyelim. Bir yemek kaşığı kadar da organik elma sirkesini kavanozumuza koyduktan sonra isterseniz bir çay kaşığının ucuyla kişniş tohumları ve acı biber ekleyebilirsiniz. Kapağını sıkıca kapattıktan sonra mutfağınızda güneş almayan bir yerde saklarsanız 3-4 gün sonra nefis probiyotk turşunuz emrinize amade olacak...


LAHANA TURŞUSU: Karadenizde top pancar olarak adlandırılan beyaz lahana turşusu da evimizin aranan lezzetleri arasındadır. Turşuyu kuracağımız kavanozun büyüklüğüne göre lahanamızı bölüp diri kalacak şekilde haşlıyoruz. Süzüp soğumasını beklediğimiz lahanayı, kavanoza yerleştirip tuzlu suyunu üzerine döküyoruz.
Ertesi gün sarımsak, sirke ve ve kırmızı pul biber, istenirsr çok az kişniş de

ekleyerek ağzını sıkıca kapatıyoruz. 3-4 gün sonra turşumuz hazır olacak. Yine Karadenizde bu turşunun kavurması çok sevilir. Gerek kahvaltılarda gerekse hanımların günlerinde pek bir rağbet görür. Bir kuru soğanı zeytinyağında hafifçe kavurduktan sonra doğradığınız lahana turşusunu koyup  karıştıracaksınız. Daha sonra kapağını kapatıp kısık ateşte ara ara kaşıkla karıştırarak iyice kavrulmasını sağlayacaksınız. İşte size kolayca hazırlayacağınız harika, sağlıklı, probiyotik bir yemek...!


AFİYETLER OLSUN...!!!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rumeli Kavağı'nda Balıkçı Kahraman

Şubat, mart aylarında soğuk sularda yağlanıp, iyice lezzetlenen kalkanlar sonunda balık tezgahlarını şenlendirdi. İstanbul’da en güzel kalkanı yiyebileceğiniz adreslerden biri, belki de birincisi Balıkçı Kahraman…Vedat Milor pirimizin dediği gibi, kalkanı bütün şekilde tandır yaparak pişiren balıkçılar için, İspanya’nın Bask bölgesine gitmenize gerek yok, Kahraman hemen yanı başınızda, Sarıyer, Rumeli Kavağı’nda… Kahraman işin mutfağında piştikten sonra1996 yılında açtığı bu yerde, kendisi gibi tüm çalışanları da Trabzonlu. Aile gelenekleriyle, dededen ve babadan öğrendiği yöntemlerle, deniz ürünlerini muhteşem pişirerek bizlerle paylaşıyor! Nisan başı bizde aile ritüelimizi gerçekleştirmek üzere Kahraman’dayız. Masaya gelen her şey çok lezzetli, soğanlı domates salatası tam da hatırladığımız gibi, yedikçe yiyesiniz geliyor. Lüks diyebileceğimiz restoranlarda yediğimiz dondurulmuş kalamarlardan sonra, burada hem tavasını, hem de ızgarasını yemek ayrı bir keyif. Yine balık

Mükellef Karaköy: Sarımsaksız Meyhane Konsepti

Mükellef Karaköy, ünlü TV şefi Arda Türkmen'in Karaköy'deki meyhane konseptli restoranı. Restoran bir otelin en üst katında konumlanmış, tahmin edebileceğiniz üzere çok güzel bir tarihi yarımada ve boğaz manzarasına sahip. Zevkli bir şekilde döşenmiş, ışıklandırma yeterli, çoğunluğu bembeyaz masa örtüleriyle kaplı masalarda oturma düzeni sıkışık da olsa rahat, ferah bir mekan. Ancak mekan ile ilgili iç mimarın hak ettiği bu övgüleri ne yazık ki aşçıya yönlendiremeyeceğim. Arda Türkmen bir şekilde meyhane mezelerini sarımsaksız yapmanın iyi bir fikir olduğuna inanmış. Yediğimiz her şeyin tadında bir eksiklik, bir ruhsuzluk var acaba nedir diye düşünürken, en önemli sebep olarak bunu saptadım. Belki karşısındakine kokma endişesiyle sosyal bir akşam yemeği deneyimlemek isteyen gruplar için iyi bir seçenek olabilir ama bana sorarsanız hem konsepti meyhane yapıp hem bu endişeyle hareket etmek oldukça saçma ve yersiz. Mekanda gerçekten mezeden çok rakı çeşidi var. Aklınıza g

İskoç Viskisi: Anlıyormuş Gibi Yapmak için Bilmeniz Gerekenler

Yakın zamanda üniversitemin mezunlar derneğinden sertifikalı viski tadım kursu konulu bir e-posta aldım. Konuya ilgi olduğunu varsayıp İskoç viskisi ile ilgili teorik değil ama 3.5 senedir Birleşik Krallık'ta Edinburgh isimli İskoç Pub'una 200m uzaklıkta yaşamanın ve Edinburgh ziyaretlerimin sonucunda edindiğim pratik bilgileri paylaşmaya karar verdim. Bu yazının sonunda ne yazık ki size sertifika vaad edemiyorum ancak anlıyormuş gibi yapmanızı sağlayacak bir takım temel bilgileri vaad ediyorum.  Single Malt İskoç viskisi genellikle tek bir malt'tan (genellikle arpa maltı) ve tek bir damıtım evinde (distillery) üretilmiştir. Harmanlanmış (blended) İskoç viskileri (Ballantine's, Bell's, Chivas Regal, Famous Grouse, Teacher's gibi) içimi daha kolay olduğu için dünyada daha popüler olsa da Single Malt'lar Scotch Whisky (İskoç viskisi whisky diye yazılır, whiskey öteki viskiler için kullanılır) denilince ilk akla gelenlerdir. Single Malt'ların rengi