Ana içeriğe atla

PASTEL DE NATA

 PASTEL DE NATA

İstanbulda son zamanlarda Portekiz turtası pek bir moda. Yıllar önce Lizbonda Belem Pastanesinde yediğim ''Pasteis de Nata'' nın tadı damağımda olduğu için ister istemez hep bir karşılaştırma yapıyorum. Birini çok beğendim ki onlar da zaten Belem'den getirtip burada pişiriyorlarmış. İş başa düştü dedim ve ortalıkta uçuşan tariflere de bir göz attım ama bu tarifi Portekizde sadece dört kişi biliyormuş. İlk yaptığım çok başarılı değilse de damak tadıma göre ikincisi, eklediğim çıkardığım malzemelerle bana göre muhteşem oldu...

MALZEMELER

1-TABANI için; -8 kare milföy

2- KREMASI için; - 2 su bardağı süt

                                 - 2 yemek kaşığı un

                                 - 1 çimdik tuz

                                  - 1 yemek kaşığı mısır nişastası.       

                                 - 3 yumurta sarısı

3- ŞERBET için; - 1 su bardağı şeker

                             - 1 su bardağı su

                                                                      - 1 adet çubuk tarçın   

                             - 1 dilim limon kabuğu

YAPILIŞI: Şerbet malzemelerini karıştırıp ocakta kaynatalım ve şeker eriyince kenara alalım. Limon kabuğunu ve tarçını çıkaralım.

Yumurta hariç, krema malzemelerini de karıştıralım ve ocağa alalım. Koyulaşınca ocağı kısarak yavaş yavaş şerbeti ekleyip iyice kremaya yedirelim ve ocağı kapatalım. IIıklaşan kremaya, yumurta sarılarını tek tek  homojenize oluncaya kadar  karıştırıp soğumaya bırakalım.

Milföy hamurlarını yumuşayınca rulo yaparak ortadan ikiye bölelim. Hamurları dikine bir bardak yardımıyla açarak muffin kalıplarının tabanına yerleştirelim. Üzerine kremayı kaşık yardımıyla dökerek,  250 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar  yaklaşık 15-20 dakika kadar pişirelim. Oda sıcaklığına gelince kalıptan çıkarıp servis tabağına alalım.




     AFİYETLER OLSUN...!!!!

  Not; su bardağı ölçümüz 200 ml                                              

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rumeli Kavağı'nda Balıkçı Kahraman

Şubat, mart aylarında soğuk sularda yağlanıp, iyice lezzetlenen kalkanlar sonunda balık tezgahlarını şenlendirdi. İstanbul’da en güzel kalkanı yiyebileceğiniz adreslerden biri, belki de birincisi Balıkçı Kahraman…Vedat Milor pirimizin dediği gibi, kalkanı bütün şekilde tandır yaparak pişiren balıkçılar için, İspanya’nın Bask bölgesine gitmenize gerek yok, Kahraman hemen yanı başınızda, Sarıyer, Rumeli Kavağı’nda… Kahraman işin mutfağında piştikten sonra1996 yılında açtığı bu yerde, kendisi gibi tüm çalışanları da Trabzonlu. Aile gelenekleriyle, dededen ve babadan öğrendiği yöntemlerle, deniz ürünlerini muhteşem pişirerek bizlerle paylaşıyor! Nisan başı bizde aile ritüelimizi gerçekleştirmek üzere Kahraman’dayız. Masaya gelen her şey çok lezzetli, soğanlı domates salatası tam da hatırladığımız gibi, yedikçe yiyesiniz geliyor. Lüks diyebileceğimiz restoranlarda yediğimiz dondurulmuş kalamarlardan sonra, burada hem tavasını, hem de ızgarasını yemek ayrı bir keyif. Yine balık

Mükellef Karaköy: Sarımsaksız Meyhane Konsepti

Mükellef Karaköy, ünlü TV şefi Arda Türkmen'in Karaköy'deki meyhane konseptli restoranı. Restoran bir otelin en üst katında konumlanmış, tahmin edebileceğiniz üzere çok güzel bir tarihi yarımada ve boğaz manzarasına sahip. Zevkli bir şekilde döşenmiş, ışıklandırma yeterli, çoğunluğu bembeyaz masa örtüleriyle kaplı masalarda oturma düzeni sıkışık da olsa rahat, ferah bir mekan. Ancak mekan ile ilgili iç mimarın hak ettiği bu övgüleri ne yazık ki aşçıya yönlendiremeyeceğim. Arda Türkmen bir şekilde meyhane mezelerini sarımsaksız yapmanın iyi bir fikir olduğuna inanmış. Yediğimiz her şeyin tadında bir eksiklik, bir ruhsuzluk var acaba nedir diye düşünürken, en önemli sebep olarak bunu saptadım. Belki karşısındakine kokma endişesiyle sosyal bir akşam yemeği deneyimlemek isteyen gruplar için iyi bir seçenek olabilir ama bana sorarsanız hem konsepti meyhane yapıp hem bu endişeyle hareket etmek oldukça saçma ve yersiz. Mekanda gerçekten mezeden çok rakı çeşidi var. Aklınıza g

İskoç Viskisi: Anlıyormuş Gibi Yapmak için Bilmeniz Gerekenler

Yakın zamanda üniversitemin mezunlar derneğinden sertifikalı viski tadım kursu konulu bir e-posta aldım. Konuya ilgi olduğunu varsayıp İskoç viskisi ile ilgili teorik değil ama 3.5 senedir Birleşik Krallık'ta Edinburgh isimli İskoç Pub'una 200m uzaklıkta yaşamanın ve Edinburgh ziyaretlerimin sonucunda edindiğim pratik bilgileri paylaşmaya karar verdim. Bu yazının sonunda ne yazık ki size sertifika vaad edemiyorum ancak anlıyormuş gibi yapmanızı sağlayacak bir takım temel bilgileri vaad ediyorum.  Single Malt İskoç viskisi genellikle tek bir malt'tan (genellikle arpa maltı) ve tek bir damıtım evinde (distillery) üretilmiştir. Harmanlanmış (blended) İskoç viskileri (Ballantine's, Bell's, Chivas Regal, Famous Grouse, Teacher's gibi) içimi daha kolay olduğu için dünyada daha popüler olsa da Single Malt'lar Scotch Whisky (İskoç viskisi whisky diye yazılır, whiskey öteki viskiler için kullanılır) denilince ilk akla gelenlerdir. Single Malt'ların rengi